31 Aralık 2009 Perşembe
Yeni yil magandalari ne olmus yahu?
Tacizsiz bir yilbasi dilegiyle...
Yeni yil mi what a nice!
Yeni Yıla Kolay Pasta Tarifi

Malzemeler
1bardak su
2bardak şeker
2 paket etimek
Pasta kreması
Sülemek için meyve veya çikolata
Hazırlanışı
1 bardak suda 2 bardak şekeri çözüp şerbeti hazırlayın.Etimekleri şerbete batırıp kaba(tercihen köşeli kap) dizin.üstüne pasta kremasını sürün.Bir kat daha etimekle kaplayın.Son olarak kremayı en üst katmana yayın.Meyvelerle ya da çikolatayla süsleyin.Soğumaya bırakın.
İşte bu kadaaar :)
29 Aralık 2009 Salı
Bu bir itiraftır...
Ne kadar çabuk değişiyor insanlar. Nerden mi vardım bu kanıya; kendimden... Kaybetmekten asla korkmayan ben;şu anda dizlerim titreyerek değişmeye çalışıyorum yine,yine eski ben olabilmek için yırtınıyorum. Önceleri ne kadar farklıymışım,kendim ve erkek arkadaşlarım hariç herkesi düşünürmüşüm,şimdiyse durum ne kadar da farklı. Kaybetmekten korktuğum 'o'nu düşünüyorum sadece. Açıkçası tuvalette bile 'o'nu düşünüyorum ki rüyalarımdan hiç bahsetmiyorum bile... Şu anda yazarken de 'o'nu düşünüyorum. Ve şunu düşünüyorum: Acaba bundan bir yıl sonra kimi düşüneceğim? 'O' hala hayatımda olacak mı?Ya olmazsa...
Neden bu kadar paniğim?Neden çıldırdım?Neden bana aşık olmasını bekliyorum,sadece beni düşünmesini?
Dışardan nasıl gözüküyor bilmiyorum ama bildiğim bir tek şey var sadece;'o'nun da beni gerçekten sevdiği.Peki o zaman neden hala doyumsuzum?Bu açgözlülüğün sebebi ne?
Bundan 4 sene önceydi.Yeni tanışmıştık başka bir 'o' ile.Kalbim çıkacaktı neredeyse.Uzaktaydı,alışıktım bu duruma.Yanıma gelince bi garip olurdum,sanki sevemezdim yanımdayken 'o'nu.
Bundan 3 sene önceydi.Tanışmak ne kelime.Diğer 'o'yu zaten çoktandır tanıyordum.Kalbim çıkacaktı neredeyse.Yakındaydı,alışıktım bu duruma.Yanımdan gidince garip olurdum,sanki sevemezdim yanımda değilken 'o'nu.
Bundan 1 sene önceydi.Yeni tanışmıştık yine başka bie 'o' ile.Kalbim çıkacaktı neredeyse.Hem yakın hem uzaktı,alışıktım bu duruma.Yanımda olduğunda da olmadığında da garip olurdum,sanki hem severdim hem sevmezdim 'o'nu.
Bundan çoook sene önceymiş gibi gelse de sene bu sene.Yeni tanışmıştık esas 'o' ile.Kalbim çıkacaktı neredeyse.Ne uzaktı ne yakın.Nerede olduğunu bilemedim,hala da bilemiyorum.Sanki bugün var yarın yok.İlk defa gerçekten korku kapladı içimi;kaybetme korkusu...Kaybetmekten hiç bu kadar korkmadım.Bazen isyan ediyorum yeter lanet olsun diyorum istemiyorum diyorum.Sonra ne mi oluyor?Yataklara düşüyorum özlemekten,uyuyamıyorum.
O her şeyi bilen tavrı,zeytin yağı gibi üste çıkması,beni sinirlendirebilen nadir insanlardan olması,sesimi yükselttirmesi,kavgaya olan sempatisi,onu düşünerek yaptığım şeyleri sanki bencilmişimcesine kendim için yaptığımı düşünmesi,umursamaz hareketleriyle beni ne kadar da çok bağlamış kendine...
Çok şey mi istiyorum bilmiyorum.Aslında biliyorum da bilmemezliken geliyorum.Bilmiyormuş gibi yapmaktan da sıkıldım.Ne yapmalıyım onu da bilmiyorum.
Sanırım her şeyi biliyorum ben. Paniğimin,çıldırışımın,doyumsuzluğumun,açgözlülüğümün sabebi apaçık ortada.
Yarını bekliyorum şimdi,'O'nu.Ya gelmezse yine...
Deniz Abla yla Rüyanız Hayrolsun ve Sapık Dayı(Flash TV serisi The Last Part)
Flash Tv serimin son parçasını aktarmaya başlıyorum o zaman.Son olarak Rüyanız Hayrolsun var gündemimde.Eh programın adını zikredip Deniz Abla dan bahsetmemek olmaz.Ama öncelikle programdan bahsetmek istiyorum...
Bir kere programın formatı adından da anlaşılacağı gibi rüyalarla ilgili.Peki rüyanın nesiyle ilgili bu program?Hepimiz haberdarızdır; bu ablamız bize rüyalarımızı yorumluyor.Ot gördüm,bok gördüm diyorsunuz,o da size yarın boka basıcaksınız bu iyi bir şey hayırdır diyor.İçerik bundan ibaret.Garip değil mi?
Geliyorum Deniz Ablaya...Bu ablamız tam bir sır.Google bile bu kadının soyadını bilmiyor.Nasıl olur demeyin işte bir aratın.Rüyanız hayrolsun un Deniz Ablası diye çıkar.Tabi Medya Kralı nın reklamlarında izledik ama unuttuk bir çoğumuz.Neyse kadının soyadı Karınca ymış.Neyse bu ablamda acayip bi enerji var ya da boğaz mı demeliyim?Her gece bağrış çağrış program sunuyor yarın yine aynı ses.Ne içiyor yumurta akı mı bal mı bilemedim.Gizli bir formüülü vardır kesin.Celebirity nasıl olsa...İşin en güzel tarafına geliyorum.Flash tv nin mi yoksa bu ablanın mı sapığı bilemedim bir adam var.Her gece arayıp İzmir in kavakları diye giriyor olaya.Adam olaya gayet hakim,formatın farkında.Her şey kontrol altında:)Okan Bayülgen programında bu adamı sorduğunda kadının verdiği cevap muhteşem:''o bizim enerjimiz bla bla..''
Açıkçası bu kadar program izledim ama bu kadar kaçığını izlemedim.
Bu programı,Deniz Ablayı ve kaçık izmirli dayıyı bir daha görmek istemiyorum!
p.s:Flash Tv yeni slogan olarak ''Biri Bizi Durdursun'' u kullansın diyenler birleşin!!!!
(Böylece flash tv serimin sonuna gelmiş bulunuyorum.Bir daha bu konuda yazmamak üzere...)
Yalçın Çakır la bir saat değil bir gün değil hayır hayır bir ay da değil bir ömür! (Flash TV Serisi Part 2)
Reality showların tuttuğunun kanıtı:Flash TV.Tabi artık ailemizden biri olan Yalçın Çakır.İyi de bir adama benziyor,şöyle bi bakayım dedim kimdir nedir diye.''1961 doğumlu olan Yalçın Çakır, gazeteciliğe 1978 yılında Hürriyet'te adımını attı. Bir yandan okurken, ailesinin ekonomik şartları gereği çalışmaya başlayan Çakır, okuldan sonra taksi duraklarındaki telefona bakarak evine destek sağladı. Geceleri gazinolarda fotoğrafçılık da yapan Çakır, Milliyet, Cumhuriyet ve Yeni Asır'da çalıştı. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü mezunu olan Yalçın Çakır, bir süre de Nurettin Sözen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken onun basın danışmanlığını yaptı.''Buraya kadar her şey normaldi.Taaaaa ki;
''1992'den bu yana, iki kez ara vermesi hariç, Flash TV'de çalışıyor. 2004 yılı başında aşırı stresten kaynaklanan kalp krizi geçiren Yalçın Çakır, Flash TV'de reality programlarından sorumlu. Çakır, Flash TV'de, Düzlem Ayna, Yüzyüze, Flash Ekip, Evlat Acısı, Evlat Hasreti adlı programları hazırladı. Şimdilerde Umut programını hazırlayıp sunuyor.'' kısmını okuyana kadar.Bu alıntı biraz eski.Gerçi eski olması normal çünkü her gün yeni bir programla ekranda boy gösteriyor.Ben yetişemiyorum.Bir program söylediğimde ''yok yok onun şimdi yeni bir programı var'' tepkileri alıyorum.E ben yine anlamıyorum.Bu adamın karısı kızı çocuğu yok mu?Ne ara görüyor onları?Sonra tekrar arattım acaba çocuğu var mı diye.Hooop ''Flash TV'de yayınlanan Umut programının yapımcı ve sunucusu Yalçın Çakır, seviyenin olmadığını bu programların faydadan çok zarar verdiğini söylüyor.'' başlığı altında bir yazı çıkıyor karşıma.Altında yazan daha da komik:Programını kızına bile izlettirmiyor.Noluyo ya?Konu git gide dağılıyo!Baba aileyi göremiyor;çünkü program sunmakla meşgul!Anne kocasını göremiyor;çünkü baba tvde!Kız babasını göremiyor;çünkü baba zararlı program sunuyor!SONRA HEPSİ BAHÇIVANA!!!!
NOLUYO YAAA!!!!Bence Yalçın Çakır ailesini de alıp programa çıksın!Ailem dramı yaşanıyor gözümüzün önünde!Bu kız büyüyünce heba olur,herkese yazık olur...!
En olmadı bu kanal kapatılsın,en azından bir yuva kurtulur!
Ajdar & Vanlı Müslüm Kır Zincirlerini Show (Flash Tv serisi Part 1)
ŞOK! Türkiye'nin en sansasyonel insanı olmalı Ajdar.Pop star yarışmasının elemelerinden sonra piyasaya bomba gibi bir giriş yaptı.Hepimizin dilinde (inkar etsekte) nane nane vardı.Hatta bizzat ben yurt koridorlarında ''hişt hişt hülya cama çık kalbim sana kaçık'' adlı şarkıyı bağıra çağıra söyledim.Hala aklıma geldikçe ağzıma takılır tüm gün onu söylerim.Sanırsam bugün de uyuyana kadar dilimde olacak :)Neyse konuya dönüyorum.Adamın azmine hayranım sondan kafiyeli şarkılarıya,yediği dayaklarla,hayran kitlesiyle hala ayakta.Hatta ayakta ne kelime adam bir assolist edasıyla estiriyor...
Bu sabah facebook a girmemle şoka girmem bir oldu.Ajdar ve Vanlı Müslüm!Sahnede yaşanan durumu iki kelimeyle özetleyebilirim: KIR ZİNCİRLERİNİ!! Ajdar kendini aşıp Müslüm e ''şu köşede dans edebilirsin'' diyor.Bunun üzerine Vanlı Müslüm sahneyi kapmanın verdiği heyecanla Ajdar la dans etmeye başlıyor.Vanlı Müslüm Ajdar ın yanında kendini buluyor.Yıllardır bastırdığı o dans etme isteği bi anda ortaya çıkıyor,dans etmiyor adeta zevkin doruklarına çıkııyor!!!.Bizim Tepebaşı ndaki acıların çocuğu Müslüm(!) çoştukça çoşuyor.Müslüm coştukça herkes coşuyor,herkes kendinden geçiyor.Şarkının sonunda selamlarını veriyorlar ve reklam arası.
Reklamlardan sonra ne oldu ne bitti hiçbir zaman öğrenemeyeceğim.İzleyesim var ama giripte programı tekrar izleyemem.Ama aklımdaki şu soru var:''hangi kafada,hangi psikolojide yapıyorlar bunları?''.Bu soru beni uyutmaz.Cevap arıyorum!!Nasıl olabilir?İşin içinden ben çıkamıyorum.Help me!!
Ajdar ve Vanlı Müslüm video:
http://www.youtube.com/watch?v=A60gZ30OWA4
http://www.ktunnel.com/index.php/1010110A/97f698cbac049f8fca051389a54ee74224151036a026ee
28 Aralık 2009 Pazartesi
evet! o çocuklara dokunan heriflerin çükünü koparmak istiyorum!
Bir yazı yazmanın zamanı geldi bence deyip geçtim bilgisayar başına.Tabi ki her zamanki gibi ne yazacağımı bilmeden.Neyse bu arada br haberlere göz atayım dedim.Ve başlık:''İlkokul tuvaletinde tecavüz dehşeti!''
Kimsede vicdan kalmamış kardeşim!Hadi vicdanı geçtim korku da mı kalmamış?Hiç mi korkusu yok bunların?Hak var hukuk var.Ulan onu geçtim içerde şişlenmek var.Sapıksın anladık azgınsın.Aklın çüküne kaçmış durumda.Küçücük çocuk be abi.Yazıktır,günahtır.O kadar yazık o kadar günahtır ki içerde bile adamın ciğerini sökerler.Çükünü koparıp bir yer atarlar.
Bir de olayın şu yönü var ki çok acı.Olay bir okulda oluyor.Ne yani çoluğumuzu çocuğumuzu okula da mı gönderemeyeceğiz artık?Ya okulda oğluma kızıma tecavüz ederlerse diye mi düşüneceğiz.Sokak dersin salmazsın eve kapatırsın çocuğu.E okula da mı göndermeyeceksin?Vay ki ne vay halimize.Yazık bizim çocuklarımıza.Böylesine iğenç bir ortamda sağlıklı bireyler olarak yetişmek için yırtınıyorlar,yırtınıyoruz.
Cinayet bile hafif kalır bir çocuğa tecavüz etmenin yanında.Tecavüz demek istemiyorum,daha fazla bu iğenç kelimeyi ağzıma almak istemiyorum.
''Türkiye'de çocuk istismarına ceza söz konusu olmasına rağmen; ihmali bir suç teşkil etmez. Bu vesile ile bir çok medeni toplumda olduğu gibi suç işleyen küçük çocuğun ailesi veyahutta ebeveynleri suçlu sayılmazlar. Bunun yanı sıra; aileleri ve eğitim hayatları süresince kendilerine karşı işlenen istismarlar karşılıksız kalır. Aşırı istismara uğrayan çocuklar için aile bireyleri; istismarı işleyen aile reisi hakkında vasi tayini davası açabilir; veyahutta yerel emniyet kontrolünde çocuk yeni bir aileye teslim edilinceye dek korunulur[5]. Dünya'da çocuk istismarı %1 ila %10 arasında değişirken; Türkiye'de bu rakam %10 ila %53 arasındadır.
Ancak; yasalarımız Dünya standartlarının oldukça altındadır. Türk Ceza Kanunu'nun 414. maddesine göre, 15 yaşından küçük bir çocuğa zor kullanarak, tehditle tecavüz edilmesi 10 seneden az hapis cezası verilemeyeceğini iletir; fakat bunları yapmadan tecavüz edilirse beş seneden az hapis cezası verilemeyeceğini bildirmektedir.''
Şimdi anlıyorum bu iğrenç varlıkların neden kormadığını.Sonuç olarak ben korkuyorum ve üzülüyorum artık...
18 Aralık 2009 Cuma
Ne oluyor ya?
Bu blogu açtım ben şimdi.E ne yazıcam ki?E-günlük olmasın be abi.Okusun birileri bunu.Kim ki onlar ?Bilmiyorum ama sanırım dan diye gircm konuya.